PETROKİMYA NEDİR?
Genel bir tanımlamayla, petrolden elde edilen kimyasal maddelerle ilgilenen bilim, teknik ve sanayi dalına petrokimya diyoruz. Petrolden ya da onunla ilintili olarak, tabii gazlardan çıkarılan ham maddelerden, günümüzde sayamayacağımız kadar çok basit ve karmaşık maddeler elde edilmektedir. Bugün, petro-kimya sanayii’nin temel ana madde kaynağı durumuna gelmiştir. Yalnız Amerika’da, kimya sanayiinde iktisadi gelirin yüzde elli beşini petrokimya sanayii sağlamaktadır. Rusya’da da durum bundan farklı değildir.
Petrokimya’nın doğuşu 1920-1925 yılları arasına rastlar. İşe petrol rafinelerindeki artık “cracking” gazlarını değerlendirmek düşüncesinden başlanmıştır. Bu gazların ” alkollere, glikollere ve tetonlara” dönüştürülebilmesi kimya sanayiinde yeni bir devrin açılmasına sebep olmuştur. Bu gazlardan elde edilen yeni ham maddeler kimya sanayiinde petrokimya adım verdiğimiz yeni bir çığırın açılmasına neden oldu. Artık organik kimyanın yanı sıra petrokimya adı verilen yepyeni bir sanayi dalı kurulmuş oluyordu.
Petrokimya,ilersi için çok ümit veren bir sanayi koluydu. Çok kısa zamanda, o güne kadar görülmemiş yatırımlar yapıldı. Çalışmalar giderek yoğunlaştırıldı. Artık petrol rafinerilerindeki artıklardan çeşitli ham maddeler elde ediliyordu. Bugün kaloriferlerimizde kullandığımız “fuel oil ” den ocaklarımızda yaktığımız “likit gaz”a, evlerimizde kullandığımız deterjanlardan plastik kaplara kadar,sayamayacağımız kadar pek çok şey, rafinerilerdeki artıklara çeşitli işlemlerin uygulanması ile elde edilmektedir.
Yukarıda, petrokimya’nın 1920-1925 yılları arasımla olduğunu söylemiştik. Ancak günlük hayatımızı etkileyecek duruma gelmesi 1940 yılına rastlar. Bu tarihten sonra petro-kimya, sanayinin ana ham maddelerinin büyük bir kısmını üreten başlı başına ve vazgeçilmez bir sanayi dalı haline gelmiştir.
Geriye doğru dönüp bakacak olursak,petrol sanayiinin, ancak 150 yıllık bir geçmişi olduğunu görürüz.
1860-1885 yıllarında petrol ancak gazyağı olarak kullanılıyordu. Bu dönemde, damıtma işlemi gereğince uygulanamadığından, petrol’ün günlük hayatta ve sanayideki yeri sınırlıydı.
1885-1900 yıllan arasında, petrol yağlarının bitkisel yağların yerini almaya başladığı görülür. Artık sanayide, yağlama işlerinde petrolden elde edilen çeşitli yağlar kullanılmaya başlanmıştır.
1900-1914 yıllafı arasına benzin devri diyebiliriz. Otomobille birlikte benzin günlük hayata girmiştir. Bu dönemde benzin tüketiminin giderek artışı, başta Amerika olmak üzere bütün büyük ülkeleri yeni petrol yatakları aramaya zorlamıştır.
1914-1930 yıllarına petrolden yararlanma alanının genişlediği dönem olarak bakabiliriz. Örneğin “fuel-oil” bu dönemde kullanılmaya başlanmıştır.
1930-1940 döneminde bütün güç, petrol ve petrolden üretilen çeşitli ham maddelerin kalitelerinin düzeltilmesine harcanmıştır. Bh yıllarda, artık petrol madeni dünyadaki yerini sağlamlaştırmış ve adeta medeniyetin kanı haline gelmiştir.
1940’dan sonra ise, petrol, katolizörler yardımı ile çeşitli ham maddelere ayrıştırılmaya başlanmış, rafineri sistemleri geliştirilmiş ve çağımızda yeni ufuklar açan petrokimya sanayii kurularak hızla gelişmiştir. Bugün petrolden sayamayacağımız kadar çok şey elde edilmektedir. Yakın bir gelecekte, bazı besin maddelerimizin de petrolden elde edilmeye başlandığını duyarsak şaşmamalıyız.