HİSTERİ NEDİR?
Genel bir bakışla akıl hastalıklarını iki büyük gurupta toplama olasılığı vardır. Bu gruplandırma, hastalığın organik ve organik olmayış hallerine göre yapılır. Başka türlü söylemek gerekirse:
1)Akıl hastalığı belirtileriyle kendini gösteren organik hastalıklar,
2)Toplumsal uyum ve özellikle, kişiler arası ilişkilerin düzensizliğinden, aksamasından ötürü ortaya çıkan belirtiler sözkonusudur.
Burada 1.gruba giren hastalıklar ilaçla tedavi edilir. 2. grupta ise, gerçek anlamda iyileşme uzun süreli psikanaliz tedavisine, bazen de buna eşlik eden, yardımcı olabilen kısa etkili ilaçlara bağlıdır.
Histeri, 2.grup olan nörozlar kapsamına girer. Hastalığın organik esası yoktur. Daha doğrusu, organik bir köken olmaksızın, körlük, sağırlık, konuşamama vb. gibi organik bozukluklar görülebilir. Bu tür histeri “konversiyon histerisi” olarak tanımlanır.
Yaygın ölçüde kullanılan anlamıyla histeri, bazılarının düşündüğü gibi bir kuruntu, hatta bilinçli bir sinir gösterisi değil, gerçek anlamda bir hastalıktır. Özellikle, belirli bir amaç, bir savunma, bir istek sözkonusu olduğu zaman kendini gösterir. Bu dışa vuruş, marazi bir tepki niteliğindedir. Sözgelimi şöyle bir örnek verebiliriz: Sağlıklı bir kimse, yükümlü olduğu,yerine getirdiği bir ödevin kusursuzluğunda ayak diremez. Başlangıçta o görev veya ödev kendine verildiği zaman, ondan mutlaka hoşlanmış olması, onu güzel bulması şart değildir. Gerekirse kendini zorlar ve o işi yapar. Buna karşılık, histeri hastası böyle bir görevi, bu tür bir ödevi aşırı bir tepkiyle karşılar. Onu yaparsa, hastalanacağı, tüm sağlığının bozulacağı hissine kapılır. O işi mutlaka yapmaya zorlanırsa, gerçekten o hastalığın belirtileri ortaya çıkar. Kusmalar, sara hastalığmdakini andıran çırpınmalar, kasılmalar, hatta geçici (kısa süreli) felci andıran belirli uzuv hareketsizlikleri görülür.
Köken ne olursa olsun, hastanın hastalığı kendi isteğiyle , güdümüyle değildir. Histeri tepkileri bilinçaltı çıkışlıdır. Çok eskiden, histeri hastalarının birer cadı olduğuna, bunların vücuduna şeytanın girdiğine inanılırdı. Çevredeki çeşitli kötü olaylar, doğaya ilişkin felâketler (su taşkını,yerdepremi,vb) bunların varlığına yorulurdu.
Buna karşılık, ilkel bazı toplumlarda bu tür hastalara, üstün güçlere sahip, hiç değilse üstün güçlerle, karanlık kuvvetlerle yakın ilişkileri var gözüyle bakılırdı.
Geçen zamanla, histerinin düşünce sisteminin organizasyon bozukluğu, hatta yokluğu şeklinde tanımlanmasını mümkün kılan bilimsel açıklamalar yapılmıştır. Histeri, yukarda belirtilen organizasyon bozukluğu nedeniyle başkalarının veya kendinin çok fazla etkisinde kalmakla, esası olmaksızın organik hastalıkları taklit eden belirtiler göstermekle açığa vuran bir sinir rahatsızlığıdır.