NAVARİN OLAYI NEDİR?
Tepedelenli Ali Paşa’nın Yanya Valisi olduğu sıra Rumlar üzerinde etkin ağırlığı kalkınca, 12 Şubat 1821 de Mora isyanı başlamıştı. 13 Ocak 1821 tarihinde de, isyancılar Yunanistan’ın bağımsızlığını ilan etmişlerdi.
Bu arada Osmanlı tahtında bulunan Padişah İkinci Mahmut, isyanın uluslararası bir sorun halini almaması için hemen harekete geçmeye karar verdi. İçten bozulmuş Yeniçeri ocağıyla bu işi yapabileceğine inancı yoktu. Mehmet Ali Paşa’ya başvurdu. Mehmet Ali Paşa’nın oğlu İbrahim Paşa Girit’i bir üs haline getirdi. İsyancılara karşı harekete girişti.
Buna rağmen, Mora isyanı sürüp gidiyordu. 5 Haziran 1923’te, İbrahim Paşa Atina’yı ele geçirerek isyana son vermek üzereydi. İçeride eskimiş, gücünü yitirmiş, politikaya karışarak saflığını kaybetmiş Yeniçeriler’in sebep olduğu kargaşalıklar devam ederken, dışarda da düşmanlar boş durmuyorlardı. İkinci Mahmut, 1826 yılının 15 Haziran günü ayaklanan Yeniçeriler’i sindirdi. Yeniçeri Ocağı ortadan kaldırıldı ama, Rusya, İngiltere ve Fransa 6 Temmuz 1827 tarihinde Londra’da bir anlaşma yaptılar. Akdenizde’ki filolarını, Navarin’de üslenmiş Osmanlı ve Mısır donanmalarına saldırmak üzere buraya gönderdiler. 20 Ekimde baskın yapan düşman filoları, buradaki savaş gemilerimizi yaktılar.
İçişlerimize karışan, bunu alışkanlık haline getirmek amacındaki ülkelerden verdikleri zararı, gemilerin karşılığını ödemelerini istedik. Ruslar bize savaş açmakla, cevap verdiler. Yunanistan’da İbrahim Paşa’nın da yardımıyla sağlanmış olan Türk egemenliği, Navarin Olayından sonra tekrar zayıfladı. Aynı yıl, Cezayir Fransızlar tarafından işgal edildi. Hemen ardından Mısır isyanı patlak verdi.
Kalleşçe bir baskın niteliğinde yapılan Navarin saldırısı, birbirini izleyen bozgunların başlangıç noktası olmuştu.
Genel bir bakışla, Navarin Olayı Yunanistan üzerindeki egemenliğimizin son bulmasında en büyük etkendir diyebiliriz.