HİPNOTİZMA NEDİR?
Bir polis, bir komutan, öğretmen ya da hükümet görevlisi gibi belirli kudreti ve yetkisi olan bir kişi, kendini ilgilendiren konularda başka kimselerin itaatini sağlayabilir. Fakat onların kendi istediği gibi düşünmelerini, hissetmelerini sağlayabilmesi olanağı yoktur.
Hipnotizma diye tanımlanan şeyin ilginç yönü işte burada ortaya çıkmaktadır. Hipnotize edilen biri, kendini hipnotize edenin dilediği gibi düşünüp hissedebilir.
Bu durumu sayısız örnekler vererek açıklayabiliriz . Hipnotize edilen bir kimse, bulunduğu ortamın koşullarına aykırı düşse bile üşüyormuş gibi titrer. Soğuk bir yerdeyken sıcaktan bunalıyormuşcasına ter dökebilir. Aslında hiç neden yokken bir şeyden korkmuş gibi bembeyaz kesilir veya sıkılganlık duymuşçasına kızarır.Tıpkı bunlar gibi, en çok sevdiği yiyecekten nefret etmesi olanak dahilindedir. En çok sevdiği şeyden hiç hoşlanmaması olanağı vardır.
Burada belirli bir noktaya özellikle değinelim. Gerçekte, hipnotize olmayan bir kimse, kendi isteğine karşı pek ender hipnotize edilebilir. Normal yaşamında ahlak dışı, suç sayılan şeylere yatkınlığı, eğilimi yoksa, hipnotizma etkisi altındayken de böyle şeyleri yapmaz.
İnsanların davranışlarını ve duygularını etkileyebilmek yetisi diye tanımlanan hipnotizma, gerçekte yeni keşfedilmiş bir şey değildir. Sihirbazlık, büyü ve tıp kadar eski bir geçmişi vardır. Hipnotize gücü çok eski tarihlerde de insanlar tarafından biliniyor ve çeşitli amaçlarla uygulanıyordu. Bunun örneklerine ilkel insanlar arasında bile rastlanmıştır. Güvenilir kaynaklara göre, uygarlığın ilk günlerinde hipnotizma bir tedavi yöntemi olarak uygulanıyordu.
Günümüzde hipnotizmanın bilimsel açıdan ve bu yaklaşıma yakışır yöntemlerle incelenmesi doğal bir şeydir. Hipnotizmanın bilimsel tarihi onsekizinci yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanır. Avusturya’da Viyana’da yaşayan Franz A. Mesmer adındaki bir doktor, kliniğindeki akıl hastalarına hipnotizma ile tedavi yöntemleri uygulamıştır. Söz konusu tedavi yönteminin “mesmerizm” diye tanımlanması bu nedenledir.
Ancak, Dr.Mesmer’in kendi de hipnotizmanın gerçekte ne olduğunu bilmiyordu. Bunun “hayvansı magnetizm” diye bir güç olduğu yargısına varmıştı. Mesmer’e göre, hipnotize eden kimseden hipnotize edilene yayılan gizli bir akım söz konusuydu.
Dr. Mesmer’in bu garip teorisi yüzünden, bazı doktorlar, onu şarlatanlıkla suçladılar. Yaklaşık olarak yüz yıl sonra. James Braid adındaki bir İngiliz doktor bu konuyu daha bilimsel bir şekilde inceledi. O gün bu gündür, hipnotizma daha bilimsel bir konu olarak ele alınmakta ve böylece incelenmektedir.