ABBASİLER KİMDİR?

  Din, Tarih

ABBASİLER KİMDİR?

Hz. Muhammed’in ölümünden sonra, sırasıyla Ebu bekir, Ömer, Osman ve Ali halifelik ettiler. Fakat Ali’nin halifeliği döneminde, Suriye Valisi Muaviye duruma egemen olarak halifeliği ele geçirdi. Bu tarihten itibaren, halifelik Emeviler’e geçmiş oldu.
İslamın Peygamberi ve ailesinin büyük düşmanı olan Emeviler’in uyguladığı kanlı politika, sırf aile çıkarlarını gözeterek çevirdikleri entrikalar, özellikle Arap asıllı olmayan Müslümanlara karşı davranışları, dürüst, sağduyu sahibi toplumun çıkarlarını kişisel çıkarlardan üstün tutan Müslümanlar için son derece kışkırtıcıydı. Türkler, Süryaniler, İranlılar ve diğer soylardan vatandaşlar,kendi topraklarında tutsak gibi ezilip horlanıyor, ağır baskı ve vergiler altında soluk alamıyorlardı.
Öte yanda, Hz. Muhammed’le hısım olmaları Abbasiler’e giderek artan bir itibar sağlıyordu. Abbasiler, İranlılar ve doğudaki Arap birlikleri arasında propagandaya giriştiler. Bunu yaparken Hz. Ali’nin torunlarından yardım sağlamayı da ihmal etmemişlerdi.
İçin için yanan isyan ateşi, 742 yılının Haziran ayında Horasan eyaletinde alevlendi. İsyanı Horasanlı Ebu Müslim yönetiyordu. Üç yıl süren isyan esnasında, Emevi halifesi Mervan II Abbasiler’in halife adayı İbrahim’i önce hapse attı. Sonra öldürttü. Fakat İbrahim’in kardeşleri onun yerini aldılar. Aradan 2 yıl geçince, bunlardan Ebu-l Abbas halifeliğini ilan etti.
Hz.Peygamber’in amcası Abdülmuttalib’in oğlu Abbas soyundan Ebu-l Abbas’ın halifeliğine rağmen, Emeviler, tam anlamıyla sinmemişlerdi. Mervan hâlâ bir ordu toplayıp karşı harekete geçmek sevdasındaydı. 750 yılı Ocak ayı içinde yapılan savaşta Emeviler ağır bir bozguna uğradılar. Mısır’a kaçmaya kalkışan Mervan öldürüldü. Ebu-l Abbas Emeviler’i ve onlardan yana çıkanları sindirip öldürmekte çok kıyıcı davrandığı için, kendine El Seffah, yani “Kan Dökücü ” adı verilmişti,
Irak’ta iktidara geçen Abbasiler, özellikle ilk dokuz halife devrinde bütün İslam dünyasına egemen olmuşlardı. Ebu-l Abbas’ın kardeşi ikinci halife El Mansur, başkenti Kûfe’den, Bağdat’a taşıdı. Artık toplumsal, ekonomik ve politik yönden tüm Müslümanlar eşitti. Abbasiler’in bağnaz bir Araplık politikası gütmemeleri nedeniyle, Türkler arasında İslamiyet hızla yayıldı. Türkler her alanda Abbasiler’le işbirliği yaptılar. Bilgilerini, güçlerini, kaynaklarını onların hizmetine adadılar. Abbasiler Türkler’den kurdukları ordularla sınırları daha çok genişlettiler. Bağdat saraylar, kışlalarla, bahçelerle süslendi. Edebiyat, sanat, bilim dallarında hızlı ve ileri düzeyde gelişmeler oldu. Abbasi halifelerinin adı dünyanın her çevresinde duyuluyordu artık. Devrinin ünlü Frank İmparatoru Şarlman, dostluğunu kazanmak amacıyla Abbasi Halifesi Harun Reşid’e mektuplar, armağanlar gönderdi. Hacıların Kudüs’e rahatça gidip gelmelerini sağladı.
847 yılından sonra, halifeler arasında kudretli, bilge devlet adamları çıkmadı. 908 yılından öteye de, gerçek iktidar kudretli bölge komutanlarının ellerine geçti. Bazı eyaletler bağımsızlıklarını ilan etmeye başladı. Halifeler artık güçlü komutanların etkisi altındaydı. Bu komutanlara Emir-ül-ümera adı veriliyordu.
Keşmekeş içindeki Abbasi Devleti, Haçlı Seferleri, Cengiz’in amansız kılıncı ve halifeleri sayıp koruyan Büyük Selçuk devletinin yıkılması gibi etkenlerle büsbütün sarsıldı. Cengiz’in yeğeni Hülagu Han, büyük bir Moğol ordusuyla Bağdat üzerine yürüdü. 50 günlük bir kuşatmadan sonra , şehri eline geçirdi ve şon halifeyi öldürttü(1258).
Abbasi Devleti tamamen yıkılmıştı artık. 500 yıllık Abbasi uygarlığının tüm sanat eserleri ateşe verildi. Hülagu’nun dehşeti Bağdat’ı kana ve aleve boyadı.

Bir Cevap Yazın