BÖBREĞİN YAPISI NASILDIR?
Karın boşluğunda, periton denilen karın iç zarının dışında, arkaya doğru ve bel kemiğinin iki yanında bulunan böbrekler, vücudumuzun en önemli ve en hassas organlarından biridir. Üstlerinde diyafram ve yağ dokusundan oluşmuş koruyucu bir zarf bulunduğundan dışardan gelecek etkilere karşı iyi korunmuşlardır. Bu koruyucu tabakaya rağmen aşırı soğuktan kolayca etkilenirler.
İri bir fasulye tanesini andıran bir böbreğin ağırlığı 150 grm. olup, boyu 6×11 cm. kadardır. Böbrekler ana atar damardan çıkan iki atar damar tarafından beslenirler. Böbrek atar damarlarından, yaklaşık olarak dakikada 1,5 litre kan geçer.
Bir böbreği ortasından dikine ikiye yardığımız zaman, şu kısımlardan oluştuğunu görürüz:
En dış kısımda ondan kolayca ayrılabilen ince bir zar tabakası vardır. Zarın alt kısmında, koyu kırmızı renkte kabuk bölümü,ya da “korteks” adını verdiğimiz bölüm bulunur. Bundan sonra daha açık renkte olan “Medula” ya da piramit bölgesi diye adlandırdığımız kısım gelir. Bu bölüm, uçları “üreter” ya da sidik borusu dediğimiz boruya bakan çok küçük binlerce piramitçikten oluşmuştur.
En iç bölümde ise, rengi hafif sarımtırak olan havuzcuk vardır. Havuzcuk “üreterr” dediğimiz sidik borusu ile bağlantılıdır.Burada biriken sidik üreter yolu ile dışarı atılır.
Bir böbreği mikroskop altında inceleyecek olursak “Ürinifer tübüller” denilen binlerce tüpçükten oluşmuş olduğunu görürüz. Bir böbrekte yaklaşık olarak, bir milyon iki yüz bin süzücü tüpçük bulunur. Bu tüpçükleri birbirine eklemek mümkün olsa, uzunluğu 100 km’yi bulur. Bütün süzücü tüpçüklerin etrafı incecik kılcal kamarlarla sarılmıştır.
Kandan süzülen zehirli maddeler, süzücü tüpçüklerden geçerek, havuzcukta toplanır. İdrar olarak havuzcukta toplanan bu zehirli maddeler “Üreter” sidik borusu yolu ile mesaneye boşalır.
Böbreğin dış üst kısmında “böbrek üstü salgı bezi” denilen, hayatımızdaki rolü çok büyük bir bez vardır. Kastlarımızın çalışmasından oluşan zehirleri bu bez değişikliğe uğratarak vücudumuz için tehlikeli olmaktan çıkarır. Ayrıca çıkardığı “adrenalin” adlı madde ile de kan basıncını ayarlar.