ÇOCUK FELCİ NEDİR?
Sinir sistemini etkileyerek sakatlığa veya ölüme neden olan bir virüstür. Bu virüs çok eski zamanlardan beri vardı fakat tıbbi kitaplarda ancak 18. yüzyıldan sonra bahsi geçmeye başladı. Daha sonraki yıllarda çocuk felci vakaları hızla arttı ve 1905 yılında Norveç ve İsveç’te iki büyük salgın oldu. Bu vakalara hemen hemen tüm endüstrileşmiş ülkeler de rastlanır.
1908 yılında Avusturyalı doktor Kari Landsteiner hastalığa sebep olan virüsü buldu.
Günümüzde hastalığın ağız yolu ile geçtiği saptanmıştır. Ayrıca çocuk felci virüsü taşıyan biri çevresine bunu yayabilir. Çocuk felci hastalığının daha çok neden gelişmiş ülkelerde görüldüğü şöyle izah edilmektedir. Az gelişmiş ülkelerde sağlık kurallarına pek uyulmadığı için çocuğa daha çok küçükken ve çocuk felcine karşı bağışıklığa sahipken virüs geçmektedir. Bu virüs, çocukta anneden geçme bir bağışıklık olduğu için felç yapmamakta ve çocuğun bu virüse karşı devamlı bir bağışıklık kazanmasına neden olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise sağlık kurallarına tam uyulduğu için çocuk annesinden kazandığı bağışıklık devam ederken (bu süre doğumdan sonra altı ay devam eder), çocuk felci virüsünü, vücuduna almaz. Böylece daha sonra bu virüs vücuduna girerse çocuk ya sakat kalır veya ölür.
Diğer bulaşıcı hastalıklarda da olduğu gibi çocuk felci çok hızlı yayılır. 1953 yılı ile 1960 yılı arasında çocuk felci salgınlarında bir azalma olmuştur, bunun başlıca nedeni de Salk aşısıdır.
Hastalığın Belirtileri: Hastalığın kuluçka süresi 3 İle 35 gün arasındadır. Normal olarak 9’la 13 gün arasında kendini belli eder. Hastalığın belirtisi hafif ateş ve hastalık hissidir. Baş ağrır, mide bulanır, boğazlar yanar, sırt boyun ağrıları görülür. Daha sonra hastalık önemine göre vücutta bazı arızalar bırakır. Bunlar bazı organların geçici bir süre için veya tamamen görevini yitirmesi olabilir. Bir yıl süre ile iyileşmeyen organ artık iyileşemez.
Genel olarak virüs mafsallara kumanda eden sinir hücrelerinde bozukluğa yol açar. Bir tür çocuk felci omur iliğine dadanarak hastanın bacaklarını etkiler. Diğer bir türde ise beyine girerek konuşma, çiğneme, yutma, kan basıncı ve nefes almayı sağlayan mafsalları etkiler. Göğüs mafsallarının etkilendiği durumlarda hastanın nefes alması güçleşir ve tehlikeli bir durum oluşur.
Tedavisi: Çocuk felcini tedavi edecek belirgin ilaçlar yoktur. Hastaya çok dikkatli bakmak ve onun istirahat etmesini sağlamak gerekir. Hastanın göğüs mafsalları görevlerini yapamıyorsa hastaya çelik ciğer takılarak nefes alması sağlanır. Eğer çene mafsalları rahatsızlanmış ve hasta yemekleri çiğneyemiyor ve yutamıyorsa tüp vasıtasıyla, midesine gıda gönderilir. Geçici felç beden hareketleri, fizik tedavisi ve ameliyatla tedavi edilebilir. Ameliyatta hastaya sağlam mafsal nakli yapılır.
Hastalıktan korunma: Günümüzde iki etkili çocuk felci aşısı kullanılmaktadır. Her iki aşı da felci oluşturan virüslerden elde edilir. Bunlardan birini Dr. John F. Enders diğerini ise Dr. Albert B. Sabin bulmuştur. Dr. Sabin’in aşısı ağız yolu ile verilir ve % 100’e yakın bir bağışıklık kazandırır. Aşı güçleri zayıflatılmış yaşayan virüslerden oluşur ve şekerle birlikte verilir.
Dr. Jonas E. Salkın aşısı ise öldürülmüş üç ayrı çocuk felci virüsünden yapılmıştır ve enjeksiyon yoluyla vücuda verilir. Bu aşı % 72 bağışıklık kazandırır. Fakat bu aşının ilk imal edildiği yıllarda ortaya bazı sorunlar çıktı. Günümüzde bu aşı daha da geliştirilmiştir ve hastalığa karşı %90 bağışıklık sağlar. Altı ay ara ile yapılan üç seri iğneden oluşur. Aşının hazırlanmasında kullanılan virüsler formaldehit adlı bir ilaçla öldürülürler.