DAMOKLES KİMDİR?

İsa’dan önce 4. yüzyılda Sirakuza’da yaşayan Damokles, o dönemde ülkeyi yöneten Diyonisos’un hizmetinde yetenekli bir askermiş. Kralların, hükümdarların yaşadıkları saraylara, onların sınırsız yetkilerine,görkemli giyimlerine bakarak çok mitli olduklarına inanır, kendi de aynı durumda olmadığı için yerinirmiş.
Aynı sözleri Damokles’in ağzından duyan Kral Diyonisos gerçek anlamıyla bilge ve dürüst bir yöneticiymiş. Gerçeği ona öğretmek, iyi bir ders vermek için bir düzen düşünmüş. Sarayda büyük, görkemli bir şölen düzenleyerek Damokles’i çağırmış. Şölenin düzenlendiği salondaki kendi yerini -Kral koltuğunu- Damokles’e vermiş. Çağrılı konukları ağırlamakla görevli kimseler, Kralın daha önceden verdiği buyruklara uyarak Damokles’i gerçek bir kral gibi ağırlamışlar. En iyi içkiler, en iyi yemekler ona sunulmuş. Ozanlar onun adına şiirler okumuş, dansözler onun önünde dans etmişler. Damokles bu ilgi, özen ve saygının etkisiyle kendini gerçek bir kral gibi hissetmeye başlamış. Ancak bir aralık tesadüfen başını kaldırınca, tavanda, tam başının üstünde, kıl gibi ince bir iple, kabzasından dikey durumda asılı bir kılıcın sallanmakta olduğunu görmüş. Şölen boyunca, başının üstünde ölümün gölgesiyle anlatılmaz bir korku duyarak ve bu korkuyu açığa vurmamaya çalışarak ter dökmüş.
Kralların, hükümdarların, ülkeleri yönetenlerin görünüşte özenilecek durumlarına karşılık her an için ölüm tehlikesinde yaşadıklarını, ağır sorumlulukların yükünü taşıdıklarım böylece anlamış.
Sonradan kralın hizmetinde başkomutan olarak parlak zaferler kazanan Damokles’in yaşadığı bu deney, günümüze kadar gelen “Damokles’in kılıcı” deyiminin kaynağıdır.