GOETHE KİMDİR?
Goethe (Göte) sadece Alman edebiyatının en büyük isimlerinden biri olmayıp, ayni zamanda 18.yüzyılın toplum ve düşünce alanındaki en soylu değerlerinden de biridir.
İmparatorluk şansölyelerinden (başbakan)birinin oğlu olarak 1740 yılının 14 Ağustos günü Frankfurt-on-Main’de doğan Johann Wolfgang Goethe (Göte), on altı yaşındayken Leipzig Üniversitesine hukuk eğitimine gönderildi. Sınırsız hayal gücü, büyük yetenekleriyle kendini hukukun dar ve katı kuralları içine kapayamayan Göte, vaktinin çoğunu edebiyat ve felsefe çalışmalarına veriyordu. Buna rağmen, bir hastalık döneminden sonra Strassburg’da hukuk öğrenimini tamamladı. Bu arada kimya, anatomi, mimari çalışmalarından da geri kalmıyor, özellikle klasik edebiyatla ilgileniyordu.
Strassburg’dayken, bir bakanın on dokuz yaşındaki kızı Frederica Brion’a âşık oldu. Gençlik çağının diğer gönül serüvenleri gibi, bu aşk da genç ozanı büyük ölçüde etkiledi. Fakat işi evlenme noktasına kadar götürmedi. Göte’nin evlenmesi 1806 yılma tesadüf eder. Üstelik gençlik aşklarından biriyle değil, Christiane Vulpius adında bir kadınla evlenmişti.
Strassburg’tan sonra kısa bir süre Wetzlar’da yaşayan Göte, çalışmalarına bu ortamın Gotik atmosferinde devam etti. 1774 yılında ona büyük bir ün sağlayan, “Werther’in Acıları’na sahne olan çevre de Wetzlar’dır. Göte, ünlü “Faust” eserinin yıllar süren çalışmalarına bu sırada başlamıştı.
1775 yılında Weimar’a yerleşti. Yakın dostu Saxe-Weimar Grandükü’nün çevresinde oluşan seçkin devlet ve edebiyat adamlarından bir topluluğun başkanı durumundaydı.
İsviçre’ye, İtalya’ya yolculuklar yaptı. “İfjeniya”, “Egmont”, “Tasso”, “Venedik ve Roma Elejileri” bu dönemin olgun ürünleridir. 1792 yılında, Fransa’ya karşı başarısız Alman kampanyasında o da rol aldı. Saxe-Weimar Grandükü’nün 1828 de ölümüyle politikadan ve toplum hayatından çekildi. Kendini tam anlamıyla edebiyat çalışmalarına adadı. 1832 yılının 22 Mart günü hayata gözlerini yumdu.
Edebiyat çevrelerinde, Şekspir bildiğini biliyordu, fakat Göte, bildiklerini öğrenmiştir diye bir söz vardır. Gerçekten de, Göte sınırsız hayal gücüne eşlik eden çok zengin bir kültür sahibiydi. Onun sadece çağının sınırları içinde değil, eserleri ve düşünceleriyle yüz yıllar ötesine kalıcı tam anlamıyla bir “aydın” olduğu söylenebilir.
Ölümsüz eseri “Faust”, Göte’nin bu üstün niteliklerinin en belirgin örneklerinden biridir.