KANİJE SAVUNMASI NEDİR?

  Tarih

KANİJE SAVUNMASI NEDİR?

Macaristan ile Avusturya arasında, Drava ve Tuna nehirleri yöresinde ufak bir kale olan Kanije tarihimizdeki şanlı kahramanlık destanlarından birinin de konusudur.
Müttefiklerinin de katkıda bulunmasıyla sayısı 100.000 ’i aşan askerin oluşturduğu büyük bir ordunun başındaki Avusturya Arşidükü Ferdinand Kanije kalesini kuşatmıştı. Avusturyalılar, Almanlar, İtalyanlar, Macarlar, İspanyol ve Fransızların bulunduğu ordu gerçek anlamıyla bir Haçlılar ordusu niteliğini taşıyordu. Aylardan Eylüldü. Kalenin korunmasıyla görevli komutan da uzun yıllar Zigetvar Beylerbeyliğini yapmış, sonradan Bosna ve Budin Beylerbeyi olan Hasan Paşaydı. Düşmanı karşılamak için hazırlıklı Hasan Paşa toplarını ateşlemiyor, düşmana top mermisinin az olduğu izlenimi vermek istiyordu. Onun bu oyununa aldanan düşman, büyük bir kuvvetle yürüyüşe geçti. Düşmanın menzile girdiği sıra ateşlenen toplar, Ferdinand’ın ordusuna büyük kayıp verdi.
Bir saldırıda kaleyi ele geçieremeyeceğini anlayan Ferdinand, kuşatmanın uzatılmasını ve bunun sonuçlarını beklemeyi yeğledi. Haçlılar ordusunun topları her gün yaklaşık olarak bin mermi yağdırıyor, surlarda kapanması olanağı olmayan gedikler açıyordu. Buna karşılık, kalenin savunuculan gerçekten mermi sıkıntısı içindeydi. Erzak ve barut tükenmeye yüz tutmuştu. Bu ara, Arşidük Matyas’ın bazı birlikleri de Ferdinand’ın kuvvetlerine katıldılar. Fakat Tiryaki Haşan Paşa ve iki kolu durumundaki Kara Ömer’le Kara Pençe adındaki kahramanlar bundan yılacak, endişeye, umutsuzluğa kapılacak kişiler değildiler. Haşan Paşa türlü savaş hileleri uyguluyor, kendi yazdığı yüreklendirici mektupları, Sadrazamdan gelmiş gibi halka okuyarak onların direnme gücünü arttırıyordu. Kuşatmanın ikinci ayının sonunda,kale top ateşi altında barınma olanağı kalmamış bir toprak tabyalar görünümündeydi.
Haşan Paşa’nın kasıtlı olarak düşman eline geçmesine meydan verdiği mektuplar, Avusturyalılarla Macarlar arasında ikilik çıkmasına yol açtı. Macarların gizlice Türklerle anlaştığını sanan Avusturyalılar, Macar birliklerine saldırdılar. Macarlar da savaş alanını bırakıp gittiler. Geçen zamanla hava da kışlamış, amansız poyraz yağan karın donmasına sebep olmuştu. Genel saldırıdan olumlu bir sonuç ummayan Ferdinand kuvvetlerini toplayıp geri çekilmeye karar verdi. Düşman tarafında olanları dikkatle izleyen Haşan Paşa da bu fırsatı kolluyordu. Yaşı çok ilerlemiş olduğu için, kendini atının sırtına bağlamalarını buyurdu. Kaledeki tüm kuvvetlerini toplayıp onların başına geçti ve dondurucu soğuğa, kara, fırtınaya aldırmaksızın saldırı emrini verdi. Savaşın sonunda Avusturya ordusu perişan olmuş, otuz bini aşkın ölü bırakmıştı savaş alanında. Zaferi kutlamak için İstanbul’da büyük şenlikler yapıldı. Haşan Paşa’ya da “Gazi” lik unvanı ve vezirlik verildi.

Tiryaki Hasan Paşa

Tiryaki Hasan Paşa

Bir Cevap Yazın