SIFIRI KİM İCAT ETTİ?

Belirli bazı şeyler gibi “sıfır”ın da icat edilmiş olduğunu belki hiç düşünmemişsinizdir. Gerçekte, insanlığın en bbüyük icatlarından biri budur. Sıfırın icadı, uzay çalışmalarının temeli diyebileceğimiz yüksek matematiğin gelişmesinde büyük bir etken olmuştur.
Yaklaşık olarak onaltıncı yüzyıla kadar, Avrupa’da sayılarla yapılan işlemler için omen sistemi geçerliydi. Romen rakamları sisteminin basit bir sistem olduğu söylenemez. Bu sistem “10” birimine dayanıyordu. 10 sayısının Romen sistemindeki karşılığı “X” di. “C” simgesi 100, “M” simgesi de 1000 karşılığında kullanılıyordu. 1 sayısının karşılığı “I” di. Bildiğimiz 5 rakamı için “V”, 500 karşılığında édé simgelerinden yararlanılmaktaydı. erhangi bir vesileyle 4 rakamı yazılması gerekince, romen sitemindeki “V” simgesinin önüne “I” getirilerek “IV” yazılıyordu. Böylece, beş sayısından bir eksiğiyle “4” sayısı yazılmış oluyordu.
Şimdi, Romen sayı sisteminin geçerli olduğu tarihte 1648 sayısını yazmamız gerektiğini varsayalım. Bu durumda, MDCXLVIII diye çok karışık bir şey yazmamız gerekecekti. Başka türlü söyleyecek olursak, yazılacak sayıya göre bazı çıkartmalar ve toplamalarla yapılıyordu bu iş.
Oysa İsa’nın doğumundan çok uzun süre önce, Hindistan’da daha mükemmel bir sayı sistemi kullanılmaktaydı. Bu sistem, yaklaşık olarak 900 yıllarında Arap tacirler tarafından Avrupa’ya getirildi. Gelmesinde Arap tacirlerin aracı oldukları yeni sayı sistemi “Hindu-Arap” sistemi diye tanımlandı.
Hindu-Arap sisteminde, tüm rakamlar 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ve 0 olarak belirlenmişti. Sistemin uygulanmasında temel ilke, her sayının yazıldığı yere göre bir değer taşımasıydı.